Keşfe dahil olmayan, ancak benzer kalıntıları inceleyen Stockholm Üniversitesi’nden evrimsel genomik profesörü Love Dalén, bu tür iyi korunmuş buluntuların çok nadir olduğunu belirtti. Dalén, “Buz Devri hayvan kalıntılarının çoğu sadece kemik ve dişlerden oluşur, derisi ve eti korunmuş olanlar çok nadirdir. Böyle bir duruma on binde bir rastlanıyor” dedi.
Bu yünlü gergedan, 2020 yılında Tirekhtyakh Nehri kıyısında keşfedildi. Keşif ekibi, hayvanın sağ tarafının oldukça iyi korunduğunu, ancak sol tarafının muhtemelen avcılar tarafından yenildiği için daha kötü durumda olduğunu belirtti. İç organlarının çoğunun eksik olduğu gözlemlenen gergedanın sırtında büyük bir yağlı hörgüç bulundu.
Yapılan incelemeler, yünlü gergedanın sırtında 13 santimetre yüksekliğinde yağ dolu bir hörgüce sahip olduğunu ortaya çıkardı. Dalén, bu özelliğin Arktik hayvanlar arasında yaygın olduğunu ve kış için enerji depolama amacı taşıdığını açıkladı. Aynı zamanda bu hörgüç, hayvanların soğuk havalarda ısı üretmesine yardımcı oluyordu.
Foto: Rusya Bilimler Akademisi
CNN’de yer alan habere göre; bilim insanları, gergedanın kürk renginin yaşlandıkça değiştiğini tespit etti. Genç yünlü gergedanlar açık kahverengi, hatta sarışın kürke sahipken, olgunlaştıkça kürkün rengi koyulaşıyor ve daha sert bir yapıya bürünüyordu. Bu keşif, soyu tükenmiş hayvanların yaşam döngüleri hakkında yeni ipuçları sunuyor.
Bu olağanüstü buluntu, genetik araştırmalar için de büyük önem taşıyor. Dalén, kemiklerde yapılamayan bazı genetik testlerin sadece doku üzerinde yapılabileceğini belirterek, bu tür örneklerin bilim dünyası için ne kadar değerli olduğunu vurguladı.
Yünlü gergedanın keşfi, bilim insanlarına Buz Devri ekosistemi ve bu büyük otoburların yaşamı hakkında yeni kapılar aralıyor. Bu tür nadir buluntular, insanlığın geçmişe dair anlayışını derinleştiren önemli kaynaklar olmaya devam ediyor.