2020’nin ilk günlerinden başlayarak birkaç ayda dünyayı kasıp kavuran ve etkileri hâlâ devam eden Covid-19 pandemisiyle ilgili İngiltere hükümetinin attığı adımlar, bağımsız bir soruşturmanın konusu oldu.
800 sayfalık kapsamlı soruşturma raporunda, dönemin başbakanı Boris Johnson liderliğindeki İngiltere hükümetinin attığı adımlar yetersiz bulundu ve bazı kararların geç alınmasının on binlerce fazladan can kaybına neden olduğu değerlendirmesi yapıldı.
Buna göre, eğer ilk dalgadaki kapanma kararı bir hafta daha erken alınabilseydi, 23 bin kişinin Covid kaynaklı olarak hayatını kaybetmesi engellenebilirdi.

‘KAPANMA’ KARARI GEÇ ALINDI
Uzun süredir beklenen rapora göre, 2020’nin Mart ayındaki ilk “kapanma” kararı geç alındı. Öte yandan rapora göre, eğer hükümet sosyal mesafe ve semptom gösteren kişilerin izole olması yönünde daha erken kararlar alabilseydi, kapanmaya da gerek olmayabilirdi.
Raporda ayrıca Covid kısıtlamaları sırasında çocukların ve eğitimin önceliklendirilmediği tespiti yapıldı. Buna göre hükümet, okulların kapatılmasının sonuçlarını yeterince hesaplayamadı.

Diğer yandan, hükümetin önde gelen isimlerinin Covid kurallarını çiğnemesi, toplumda bu kurallara yönelik güven kaybına neden oldu. Raporda Birleşik Krallık’ı oluşturan dört ülkenin (İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda) hükümetleri eleştiriliyor ve Başbakanlık ofisinde “kaotik bir kültür” olduğu belirtiliyor.
VİRÜS HAFİFE ALINDI
Soruşturma heyetine başkanlık eden Heather Hallett, hükümetin bilim kurulunun virüsün ne kadar hızlı yayıldığını hafife aldığını ve ilk günlerde, sürü bağışıklığının oluşturulmasına yardımcı olmak için hastalık zirveye yaklaşana kadar kısıtlamaların getirilmemesini tavsiye ettiklerini söyledi.

‘HATALARIN TEKRARLANMASI AFFEDİLEMEZ’
Soruşturmanın vardığı bulguların bir kısmını içeren 800 sayfalık raporda bir dizi başka başarısızlık da ortaya kondu:
– İkinci dalga başladığında ve Başbakan Boris Johnson daha sert kısıtlamaların gerekliliği konusunda defalarca fikir değiştirdiğinde, 2020 ilkbaharındaki aynı hataların sonbaharda tekrarlanması “affedilemez” olarak nitelendirildi.
– Politikacıların ve danışmanlarının kural ihlalleri halkın karar alma sürecine olan güvenini sarstı ve insanların tedbirlere uymaması riskini önemli ölçüde artırdı.
– Pandemiye müdahale sırasında hükümetin merkezinde “toksik ve kaotik” bir kültür vardı ve bu da tavsiye ve karar alma süreçlerini etkiledi.

– Yaşlılar, engelliler ve bazı etnik azınlıklar gibi hassas gruplar üzerindeki etki yeterince dikkate alınmadı.
– Çocuklara yeterince öncelik verilmedi, bakanlar okulların kapatılmasının sonuçlarını gerektiği gibi değerlendiremedi.
Raporda, sokağa çıkma yasaklarının hayat kurtarmaya yardımcı olmakla birlikte toplum üzerinde kalıcı izler bıraktığı, sıradan çocukluk dönemi faaliyetlerini durma noktasına getirdiği, Covid dışı sağlık sorunlarının tedavisini geciktirdiği ve eşitsizlikleri daha da kötüleştirdiği belirtildi.
Covid-19 salgınının “pandemi” olarak nitelendirildiği dönemde Birleşik Krallık’ta toplam 247 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Salgının tepe noktasına ulaştığı bazı aralıklarda günde 1500’e yakın kişinin Covid kaynaklı olarak hayatını kaybettiği kayıtlara geçti.

- Soruşturma, karantina kararının 23 Mart’ta değil de sadece bir hafta önce, 16 Mart’ta alınmış olması halinde, ilk dalgadaki ölümlerin yaklaşık yüzde 48 oranında azaltılabileceği sonucuna vardı.
- Rapor, Johnson’ın kararsız liderliğini ve salgının ciddiyetini başta kavrayamamasını sert bir dille eleştirdi; o dönemde Brexit müzakerelerine odaklanıldığı ve virüsün “önemsiz” olduğu yanılgısına kapılındığı belirtildi.
- Başbakanlık Konutu’ndaki kültürün “zehirli ve kaotik” olduğu, yüksek sesli görüşlerin baskın çıktığı ve kadınlar başta olmak üzere diğer meslektaşların görüşlerinin sıklıkla göz ardı edildiği vurgulandı.
- Birleşik Krallık, salgın sırasında 230 binden fazla ölüm kaydetti.

- Johnson’ın başdanışmanı olan Dominic Cummings, “istikrarsızlaştırıcı bir etki” yaratmakla, “aşağılayıcı, cinsiyetçi ve kadın düşmanı bir dil” kullanmakla suçlandı.
- Dönemin Sağlık Bakanı Matt Hancock’ın toplantılardaki “doğruluğu ve güvenilirliği” konusunda endişeler olduğu belirtildi. Hem Johnson hem de Hancock, karantina kurallarını ihlal etmekten para cezası almıştı.
- Johnson, 2023’teki komite önünde verdiği ifadede, hükümetinin “çok fazla rehavete kapıldığını” ve riskleri “muazzam ölçüde hafife aldığını” kabul ederek özür dilemişti.
- Salgında yakınlarını kaybeden aileleri temsil eden bir kampanya grubu, “Farklı bir Başbakan altında kurtarılabilecek hayatları düşünmek yıkıcı” açıklamasını yaptı.
- Soruşturma, hükümetin salgına verdiği yanıtın hem merkezi yönetim hem de bölgesel yönetimler için tekrarlanan bir “çok az, çok geç” vakası olduğunu belirtti.
*** BBC, Reuters