Environmental Research dergisinde yayımlanan bu bulgular, özellikle çocuklarda ve hamile kadınlarda hava kirliliğinin sağlık üzerindeki ciddi etkilerini gözler önüne seriyor.
Barselona Küresel Sağlık Enstitüsü (ISGlobal) tarafından yürütülen bu çığır açıcı çalışma, beyindeki beyaz madde mikro yapısının, çocukların yaşamı boyunca hava kirleticilerinin zararlı etkilerine maruz kalabileceğini ortaya koyuyor. Beyaz madde, beyin ile omurilik arasındaki sinyalleri ileten sinir liflerinden oluşur ve bu yapının zarar görmesi, sinirsel iletişimde ciddi sorunlara yol açabilir.
BEYİN GELİŞİMİNDE CİDDİ ETKİLERİ VAR
Çalışmanın baş yazarı Michelle Kusters, hava kirleticilere maruz kalmanın özellikle beyaz madde mikro yapısında önemli değişikliklere yol açtığını ve bu değişikliklerin çocuk yaşlandıkça kalıcı olabileceğini belirtiyor. Beyindeki su moleküllerinin hareketini inceleyen fraksiyonel anizotropi (FA) seviyesi, çocukların maruz kaldığı hava kirliliği seviyeleri ile ilişkili olarak sürekli düşük bulundu. FA’daki bu düşüş, beyaz maddenin olgunlaşmasındaki gecikmenin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Araştırmaya göre, beyaz maddenin gelişimindeki her gecikme, çocuklarda sinirsel iletimde bozulmalara neden olabilir. Bu, çocukların öğrenme ve bilişsel yeteneklerinde sorunlara yol açabilir ve uzun vadede sinirsel hastalıklara yatkınlığı artırabilir.
KALICI HASAR RİSKİ
Araştırmacılar, hava kirliliğine maruz kalmanın sinir hücrelerinin etrafında bulunan ve koruyucu bir işlev gören miyelin kılıfına zarar verebileceğini düşünüyor. Miyelin hasarı, sinirsel iletişimin bozulmasına ve akut ensefalomiyelit veya multipl skleroz gibi hastalıklara neden olabilir.
Bu bulgular, özellikle erken çocukluk döneminde hava kirliliğine karşı daha katı önlemler alınması gerektiğini gösteriyor. ISGlobal araştırmacısı Mònica Guxens, hava kirliliğinin etkisinin popülasyon genelinde önemli sonuçlar doğurabileceğini ve halk sağlığı politikalarının buna göre şekillendirilmesi gerektiğini vurguluyor.