Altın fiyatlarında güçlü görünüm devam ediyor.
Altının ons fiyatı, bu hafta 2 bin 589,70 dolarla rekor tazelerken, yıl başından bu yana yüzde 25 değer kazanarak emtia piyasasında en fazla kazandıran ürünler arasında yer aldı.
Analistler, tarihsel olarak altının iyi performans gösterdiği bir dönemde, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimi döngüsünün başlamasının altın üzerindeki olumlu etkisinin giderek daha fazla görüldüğünü kaydetti.
FED’İN FAİZ İNDİRECEK OLMASI ALTIN FİYATINI ARTIRDI
Fed’in 50 baz puanlık faiz indirimine gideceğine yönelik beklentilerin güç kazanması sonrasında dolara olan talebin azalması ve tahvil faizlerindeki geri çekilmelerle altının ons fiyatı, tarihi zirveleri test etti.
Commerzbank Emtia Analisti Carsten Fritsch, altının ons fiyatındaki yükselişte ana faktörün Fed’in faiz indirim beklentilerinin güçlenmesi olduğunu belirtti.
Fed tarafından beklenen sert faiz indirimlerinden dolayı altın fiyatlarının yükseldiğini söyleyen Fritsch, ECB’nin faiz indirimine gitmesiyle de altının rüzgarı arkasına aldığını kaydetti.
ECB’NİN FAİZ İNDİRMESİ ALTINI DESTEKLİYOR
ABD’de iş gücü piyasasındaki yavaşlamanın Fed’in atması beklenen güvercin adımları desteklemesi ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faizlerde indirime gitmesi, son zamanlarda altının ons fiyatını destekleyen unsurlar arasında bulunuyor.
JEOPOLİTİK SORUNLAR ALTINI “GÜVENLİ LİMAN” YAPTI
Altın fiyatları, yıl genelinde Orta Doğu’daki gerginlikten dolayı yatırımcıların “güvenli limana” yönelmesi nedeniyle de yükseldi.
MERKEZ BANKALARI ALTIN SATIN ALIYOR
Merkez bankalarının devam eden altın alımları da altının ons fiyatını destekleyen önemli bir faktör olarak öne çıktı.
Dünya Altın Konseyi raporuna göre, merkez bankalarının altın alımları yılın ilk yarısında 483 ton ile rekor seviyeye çıktı. Merkez bankalarının altın alımları, temmuz ayında ise bir önceki aya göre iki katın üzerine çıkarak 37 tona yükseldi.
Analistler, jeopolitik ve ekonomik belirsizliğe karşı korunmak için Çin başta olmak üzere Asya’da altına talebin arttığını dile getirdi. Bölgede, gayrimenkul ve hisse senedi gibi diğer yatırım seçeneklerine güvenin azalması da altının tercih edilmesine yol açtı.
ABD BAŞKANLIK SEÇİMİ ETKİLİ
Orta Doğu’nun yanında Rusya, Ukrayna ve ilgili jeopolitik riskler ve özellikle kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerine ilişkin belirsizlikler de altın fiyatlarını destekledi.
ÇİN’İN EKONOMİSİ
Çin’deki zorlu ekonomik koşullar ve emlak sektöründeki sıkıntılara karşı yatırımcıların nakitlerini daha korunaklı bir alana yatırmasıyla bu ülkeden gelen talep de altında sert yükselişe neden oldu.
“HIZLI BİR YÜKSELİŞ OLDU”
Vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen, “Altının ons fiyatının özellikle 2 bin 500 dolar 2 bin 528 dolar üzerinde kalıcı olması burada 2 bin 600 dolara kadar görülebilme ihtimaline zaten işaret ediyordu ve o seviyelere de oldukça yaklaşmış durumdayız. Tabii çok hızlı bir yükseliş oldu, özellikle faiz indirimlerinin başlayacak olması burada etkiliydi.” dedi.
“BU SENEYE ‘ALTIN SENESİ’ DENİLEBİLİR”
Ergezen, bu kadar kısa sürede yaşanan hızlı yükselişler sonrasında bu seneye aslında “altın senesi” denilebileceğini vurgulayarak, altının birçok varlık fiyatından daha fazla getiri sağlamış durumda olduğunu dile getirdi.
“KÂR REALİZASYONU GELİRSE ÇOK DA ŞAŞIRMAM”
Bu yıl içerisindeki beklentilerin hala devam ettiğini vurgulayan Ergezen, şunları kaydetti:
“Benim bu sene için beklentim, sene başında 2 bin 450, 2 bin 500 dolar bandıydı. Jeopolitik riskler, güvenli liman özelliğiyle bunu 2 bin 600 dolara kadar esnetmiştim ve bu seviyelerin üzerinde artık altının onsundaki fiyat artışının yavaşlamasını beklerim. Hala çok fazla yüksek marjlar olduğunu düşünmüyorum ama alıcılı devam edeceği bir dönem olduğunu söyleyebiliriz ama 2 bin 600, 2 bin 615 seviyelerinden de kâr realizasyonu gelirse çok da şaşırmam”