Antik Roma Limanındaki Sıradışı Keşif: Sürdürülebilir Mühendislik Harikası
Napoli yakınlarındaki Bacoli’de, eski bir Roma limanında gerçekleştirilen su altı kazılarında arkeologlar şaşırtıcı bir keşfe imza attı. Antik Roma mühendisliğinin ve kaynak kullanımındaki yaratıcılığının çarpıcı bir örneği olan bu bulgu, geçmişten günümüze uzanan önemli bir mesaj taşıyor.
Misenum Limanı’nda Yeniden Kullanılan Anıtlar
Antik çağda Misenum ve Portus Iulius olarak bilinen ve imparatorluğun Tiren Denizi’ndeki donanma üssü olarak hizmet veren bu stratejik liman, günümüzde 5 ila 9 metre derinlikte su altında bulunuyor. Arkeologlar ve bilim insanları, burada yaptıkları incelemelerde, imparatorluk dönemine ait farklı malzemelerden oluşan bir koleksiyonla karşılaştı.
Deniz tabanındaki bu özel koleksiyonun, Roma binalarının yüzyıllar içinde zemin değişiklikleri nedeniyle çökmesiyle oluşmadığı, aksine antik Romalılar tarafından bilinçli olarak yerleştirildiği tespit edildi. Heykeller, anıtlar, sütunlar ve kirişlerden oluşan bu kalıntılar, aslında limana giren şiddetli rüzgarlara karşı koruyucu bir kalkan görevi gören bir dalgakıranın parçalarıydı.
Gemi batığından çil çil altın çıktı: Arkeologların aklı çıktı
Çevre Dostu Mühendislik Harikası
Bu keşif, antik Romalıların altyapılarını koruma biçimlerinin yanı sıra, materyallerini geri dönüştürme konusundaki yeteneklerini de gözler önüne seriyor. Limanın inşasında, hasar görmüş veya eski binalardan çıkan mermer ve diğer değerli malzemelerin yeniden kullanıldığı belirlendi. Bu durum, dönemin kaynak yönetimi ve sürdürülebilirlik anlayışına dair önemli ipuçları sunuyor.
Araştırmacılar, gelişmiş kamera sistemleri kullanarak bu antik objelerin ve konumlarının 3 boyutlu modellerini oluşturdu. Deniz tabanındaki anıtsal parçaların çoğu, zamanın izlerini taşıyor ve bu da onların batık limanın geri kalanından daha uzun süredir denizde olduğunu doğruluyor.
Napoli yetkililerinden yapılan basın açıklamasına göre, eski dalgakırandan çıkarılan çoğu eser gün yüzüne çıkarıldı. Bu eserlerin restore edilip incelendikten sonra sergilenmesi planlanıyor. Bu benzersiz buluş, antik Roma uygarlığının sadece mimari ihtişamıyla değil, aynı zamanda pratik zekası ve çevreye duyarlılığıyla da ne kadar ileride olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.