Yapay zeka teknolojisi, son yıllarda oldukça hızlı bir şekilde gelişiyor ve hayatımızın birçok alanına etki etmeye başlıyor.
Bu gelişmenin olumlu birçok yanı olsa da beraberinde bazı endişeleri de getiriyor. Bu endişelerden biri de yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon riski.
Derin ve sahte kelimelerinin birleşimiyle oluşturulan bir kavram olan “deepfake”, yapay zeka kullanılarak manipüle edilen ses ve görüntüleri tanımlıyor.
Sosyal medyada yanlış bilgiler yayılıyor
Gerçeğe çok yakın sahte içeriklerin oluşturulmasını sağlayan deepfake, dezenformasyonun artmasına sebep oluyor.
Derin öğrenme algoritmalarını kullanarak geliştirilen bu teknoloji, son zamanlarda sosyal medya platformlarında insanları manipüle etmek için yoğun olarak kullanılıyor.
Siyasetçilerden bilim insanlarına kadar birçok ünlü ismin deepfake videosu, sosyal medyada dolaşıma sokuluyor.
Bu videoları paylaşanlar, kimi zaman etkileşim almayı kimi zaman da siyasi bir manipülasyonu hedefleyebiliyor.
Etkileşim almanın yanı sıra son dönemde deepfake videolar sıkça dolandırıcılık faaliyetlerinde de kullanılıyor.
Kanada’daki Waterloo Üniversitesi’nin araştırmasına göre, kullanıcıların yüzde 61’i yapay zeka tarafından oluşturulmuş görsellerin gerçek olup olmadığını anlayabiliyor.
Kullanıcıların yüzde 39’u gerçek sanıyor
Ortalama 10 kullanıcıdan yaklaşık 4’ü yapay zekayla oluşturulan içerikleri gerçek zannediyor. Bu da yüzde 39’luk bir orana denk geliyor.
Uzmanlar, sahte videoları ayırt etme oranının beklenenden çok daha düşük olduğunu belirtiyor.