Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Neşecan Çekici, TBMM’de görüşülmekte olan torba yasa kapsamında GYO’lara getirilmesi planlanan asgari yüzde 10 kurumlar vergisi ve yüzde 50 temettü şartının hayata geçmesi halinde GYO’ların yeni yatırımlar için ayırabilecekleri kaynağın çok azalacağını; bunun da sektördeki ekosistemi çalışamaz duruma getirebileceğini söyledi.
Çekici, önerilerinin kurumlar vergisi istisnasının devam etmesi ve yüzde 20 temettü şartı getirilmesi olduğunu ifade etti.
Türkiye’de mevcut durumda 46 olan olan GYO sayısının bu yılın sonunda 60’lara yaklaşması, üç yıl içinde ise 100’e ulaşmasını öngördüklerini belirten Çekici, düzenlemenin bu haliyle yasalaşması halinde ise yeni GYO’ların sisteme dahil olmasının güçleşeceğini, hatta mevcut GYO’lardan bazılarının bu statüden vazgeçebileceğini söyledi.
‘DÜNYADA DOĞRUDAN VERGİ YOK’
Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurul’da bu hafta görüşülmeye başlandı. Teklif kapsamında, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının (GYO) tabi olacağı vergi ve istisnalara ilişkin düzenlemeler de yer alıyor.
Reuters ile yaptığı söyleşide sektöre ilişkin gelişmeleri değerlendiren Çekici, “Yaklaşık dört aydır konunun üzerinde gerek özel sektörle, gerek düzenleyici kurum olarak SPK ile, gerekse kamu ile özellikle Hazine ve Maliye Bakanlığı ile çok ciddi istişareler yapıyoruz. Torba yasaya giren ve bazı vergilerin getirilmesi, bazılarının oranlarının değiştirilmesi yoluyla maliye politikasına katkı verilmesini olumlu buluyoruz. Sektör olarak da üzerimize düşeni yapmaya açığız” dedi ve ekledi:
“Ancak GYO’ların tüm dünyadaki işleyişine baktığınızda, GYO’lara doğrudan vergi dünyada yok. Türkiye’deki mevcut durum da özel bir durum değil, bir imtiyaz değil. Çünkü GYO’ların kuruluş felsefesi nitelikli büyük gayrimenkul üretimini teşvik etmek, gayrimenkul sektörünün gelişmesini sağlamak, kayıt altına almaktır. Kurumlar vergisi istisnası da onların kuruluş ve işleyişi için tanımlanmış bir yatırım yapma, önünü açma konusudur.”
Mevcut uygulamada GYO’lar kurumlar vergisinden istisna tutuluyor. Kanun teklifi ile gayrimenkul yatırım ortaklıkları ile gayrimenkul fonlarının, ticari mal niteliğinde olanlar dahil sahip olduklan taşınmazlardan elde ettikleri kazançların yüzde 50’sini ortaklarına kar payı olarak dağıtmaları istisnadan faydalanmak için şart koşuluyor.
ÖNERİLERİNİ SUNDULAR
Çekici, “Teklifin Plan ve Bütçe Komisyonu’nda onaylanan şekli maalesef sektörün yüzde 50 temettü dağıtmasının zorunlu hale gelmesi ve yüzde 10 asgari kurumlar vergisini ödemesi yönünde gelişti. Biz dedik ki, kurumlar vergisi istisnamız devam etsin, ama kâr dağıtımı zorunluluğuna bağlansın. Yani temettü ödeyelim. Bunun için ciddi savaş verdik. Önerimiz, bütün GYO’lar yüzde 20 temettü dağıtsın yönündeydi. Hem küçük yatırımcıyı mutlu etsin, hem GYO’ların iskonto oranlarına faydası olsun” dedi ve ekledi:
“Biz hâlâ savaşıyoruz. Bizim hâlâ amacımız bu yüzde 10’u kaldırmaya çalışmak. Kazancınızın yüzde 50’sini kâr payı olarak dağıtacaksınız. Bunun üzerine bir de yüzde 10 kurumlar vergisi geldiğinde, kalan miktarın neresiyle yatırım yapılacak? GYO’ların üzerinde çok ciddi bir kambur oluşacak.”
20 MİLYAR LİRALIK VERGİ ETKİSİ
Çekici’nin verdiği bilgiye göre, gayrimenkul yatırım ortaklıkları 2023 yılında 32 milyar lira kazanç istisnasından yararlandı. Bunun vergi etkisi 10 ise milyar lira oldu. Gayrimenkul yatırım fonları için ise 31 milyar lira kazanç istisnası yaratılırken, bunun vergi etkisi de yine 10 milyar lira seviyesinde gerçekleşti. Buna göre, istisnaya tabi olmasalardı, bu kurumlardan 2023 yılında toplamda 20 milyar lira civarında kurumlar vergisi alınacaktı.
Çekici, “Eğer kurumlar vergisi istisnası olmasaydı böyle bir vergi alınırdı. Evet kurumlar vergisi ödemiyorsunuz ama havuza ne kadar su akıtıyorsunuz, bu önemli. Bizim getirdiğimiz vergi geliri, başka vergi kanalları yoluyla bunun çok üzerinde. 20 milyarın katı şeklinde vergi getiriyoruz sektöre. GYO’ların KDV, emlak vergisi, tapu harçları, stopajlar yoluyla sisteme ciddi bir katkısı var” dedi ve ekledi:
“Söylemek istediğimiz, GYO’lar diğer sektörler gibi değil. GYO olmaktan vazgeçebilir veya yeni GYO’lar sisteme dahil olmaz. Buradaki denetim, hesap verebilirlik, objektiflik, kayıtiçilik azılır. O zaman da bu kadar KDV, bu kadar stopaj, tapu harcı da doğmaz ve sığ bir sistem olarak kalır.”
‘SEKTÖRDEKİ BÜYÜMEYİ OLUMSUZ ETKİLEYECEK’
Çekici, değişikliklerin sektördeki büyümeyi de olumsuz etkileyeceğini şu şekilde ifade ederek “GYO olmak için dönüşüm sürecinde bulunanlar var. Ama şu anda o süreçleri devam ettirirler mi bilemiyoruz. Mevcutlar ne düşünür, bilemiyoruz. Sektörde büyüme yavaşlayacaktır” dedi.
GYO’ların düşük borçluluk yapısının da gözardı edilmemesi gereken bir diğer önemli unsur olduğunu ifade eden Çekici şöyle konuştu:
“Özkaynakları 572 milyar lira, toplam borçları 187 milyar lira olan bir sektörden bahsediyoruz. GYO’ların borçluluk yapıları borsada işlem gören diğer halka açık şirketlere baktığımızda çok iyi. Normalde, borsada işlem gören şirketlerin borçluluğu özkaynağın 3-4 katından fazla. GYO’lar ise borçlanmadan özkaynakları ile yatırım yapıyorlar” dedi ve ekledi:
“GYO’lar ekonomide çarpan etkisi yaratıyor. Burada kazandığının büyük bir kısmını, başka hiçbir işle iştigal edemediği için yeni gayrimenkul yatırımlarına yani tekrar ekosistemine dahil ediyor. Ancak bu şekildeki bir yasa değişikliği halinde bu iklim değişecek, sektördeki ekosistem bozulacak.”