Trabzonspor’un kaptanı ve milli kalecisi Uğurcan Çakır’ın 27,5 milyon euro karşılığında Galatasaray’a transferi, yalnızca sportif açıdan değil, kulübün mali yapısı açısından da dikkat çekici bir döneme denk geldi. Bu büyük transferin perde arkasında, bordo-mavili kulübün ana sponsoru Papara’ya kayyum atanmasının kritik bir rol oynadığı düşünülüyor.
PAPARA KRİZİ VE SPONSORLUK ANLAŞMASI
Papara’ya, Mayıs 2025’te yasa dışı bahis operasyonu kapsamında kayyum atandı. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporlarına göre, şirket on binlerce hesap üzerinden yasa dışı bahis sitelerinin para transferlerinde sistematik biçimde kullanıldı. Bu gelişmelerin ardından Papara, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) yönetimine geçti.
Normal şartlarda böyle bir gelişmenin ardından sponsorluk anlaşmalarının iptali beklenebilirdi. Ancak Trabzonspor’un Papara ile yaptığı kapsamlı anlaşma yürürlükte kaldı. Ağustos 2023’te imzalanan sözleşme kapsamında Papara, beş sezon boyunca Akyazı Stadı’nın isim hakkını aldı ve 1 milyar 416 milyon TL’lik sponsorluk ödemesi taahhüt etti. Kayyum atandıktan sonra da Trabzonspor, KAP’a yaptığı bildirimde anlaşmanın devam edeceğini duyurdu. Böylece kulübün kasasına üç sezonda 850 milyon lira (üç yıl için yaklaşık 18 milyon euro) girmesi garanti altına alındı.
ÜSTÜNE TRANSFERE HARCANAN 24 MİLYON EURO EKLENİNCE
Trabzonspor, Uğurcan Çakır transferinden önce “sponsorluk” krizine rağmen 2025-2026 sezonu için 24,1 milyon euro bonservis harcaması yaptı. Bu dönemde öne çıkan transferler şunlardı:
Paul Onuachu – 5,6 milyon euro
Christ Inao Oulai – 5,5 milyon euro
Kazeem Olaigbe – 5 milyon euro
Felipe Augusto – 5 milyon euro
Wagner Pina – 3 milyon euro
Uğurcan Çakır’ın 27,5 milyon euroluk satışı gerçekleşmeden önce Trabzonspor, kasasından 20 milyon euronun üzerinde bonservis ödemesi çıkarmış durumdaydı. Bu tablo, kulübün sponsor destekleri olmadan sürdürülebilir bir mali yapı kurmasının zor olduğunu gösteriyor.
KAYYUMUN ETKİSİ
Papara’ya kayyum atanmasıyla birlikte, sponsorluk ödemelerinin sürekliliği konusunda soru işaretleri oluştu. Bordo-mavili yönetimin Uğurcan transferinde uzun süre “satılamaz” tavrını sürdürmesine rağmen, sonunda yüksek bonservis bedelini kabul etmesi, kulübün ekonomisini güvence altına alma çabası olarak değerlendiriliyor.