Son yıllarda liderlik yarışında sağ partilerin öne çıktığı İtalya, Macaristan ve Slovakya Avrupa Komisyonu’nun yakın markajında. Yolsuzluğun etkin bir şekilde kovuşturulması, yargı sisteminin bağımsızlığı ve gazetecilerin güvenliğini tehdit eden demokratik standartlardaki düşüş üç ülkede de devam ederken Avrupa Komisyonu’nun eleştiri oklarının hedefi oldu.
Üç Avrupa Birliği (AB) ülkesi, Avrupa Komisyonu tarafından her yıl yayınlanan Hukukun Üstünlüğü Raporu’nun 2024 verilerine göre olumsuz bir performans sergiledi. Euronews‘ten Jorge Liboreiro’nun haberine göre kapsamlı rapor tüm üye ülkeleri inceleyerek, eksikliklerin giderilmesi ve boşlukların kapatılması için tavsiyeler sunuyor.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAK ‘SÜREKLİ BİR İŞ’
Komisyon’un değerler ve şeffaflıktan sorumlu Başkan Yardımcısı Vera Jourová çarşamba günü yaptığı açıklamada hukukun üstünlüğünü korumanın “sürekli bir iş” olduğunu belirterek “Hala daha fazla eyleme ihtiyaç olduğunu görüyoruz” dedi. Raporun “ne kimseyi isimlendirmek ya da utandırmak ne de övmek” olduğunu belirten Jourova, raporu diyaloğu teşvik etmek ve farkındalığı arttırmak için “önleyici bir araç” olarak nitelendirdi.
BİRİNCİ ÖNCELİK: MEDYAYA SANSÜR
Rapor, AB normlarından uzaklaştığından şüphelenilen ülkeleri mercek altına alıyor. Raporda İtalya’dan, medyanın uygun şekilde finanse edilmesi, gazetecilerin mesleki gizliliğinin korunması ve hakaret konusunda düzenlemeler yapılması için daha fazlasını yapması isteniyor. Avrupa Komisyonu’nun yaptığı uyarı, İtalya’da medya sektöründe artan siyasi etki, sansür iddiaları, eleştirel seslerin susturulması ve AGI haber ajansının aşırı sağcı bir parlamenter tarafından satın alınma ihtimali gibi endişelerin yaşandığı bir dönemde geldi.
MUHABİRLER MELONİ’Yİ PROTESTO ETMİŞTİ
Mayıs ayında İtalya’nın ulusal televizyon kanalı RAI’deki muhabirler, Giorgia Meloni hükümetinin editoryal içerik üzerinde uyguladığı “boğucu kontrol” olarak tanımladıkları durumu protesto etmek için grev kararı aldı. Başbakan Meloni, kendisi hakkında ağır ifadeler kullanan bazı gazetecilere karşı dava açtı. Geçtiğimiz hafta bir gazeteci, sosyal medyada başbakanın boyuyla alay ettiği için 5 bin euro tazminat ödemeye mahkum edildi.
MACARİSTAN’IN SORUNU ORBAN MI?
Macaristan’la ilgili olarak ise rapor, lobicilik, üst düzey yolsuzluk davalarının kovuşturulması, devlet reklamlarında şeffaflık, medyanın bağımsızlığı ve sivil toplum kuruluşlarına koyulan engeller de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda hiçbir ilerleme kaydedilmediğini gösteriyor. Geçtiğimiz yıllarda Brüksel, Budapeşte’ye karşı pek çok ihlal prosedürü başlattı. Avrupa Komisyonu, son olarak yeni kurulan Egemenliği Koruma Ofisi’nin Avrupa’nın demokratik değerlerini ve temel haklarını ihlal ettiğini belirterek Macaristan’a karşı yasal işlem başlattı. Demokratik gerilemedeki ısrarlı eğilime tepki olarak Komisyon, Macaristan’ın uyum ve kurtarma fonlarından aldığı 30 milyar euroyu dondurdu ve bu durum Başbakan Viktor Orban tarafından defalarca “mali şantaj” olarak nitelendirildi.
Ancak geçen yıl Budapeşte’nin AB tavsiyeleri doğrultusunda bir yargı reformu gerçekleştirmesinin ardından yürütme 10.2 milyar euroluk uyum fonlarının blokajını kaldırdı. Bu karar büyük bir tepkiye yol açmış ve Avrupa Parlamentosu’nun Komisyon’a açmasına neden olmuştu.
İKİNCİ MACARİSTAN: SLOVAKYA
Benzer bir sonuç yakında Slovakya için de gelebilir. Slovakya, Başbakan Robert Fico hükümetinin öncülük ettiği ve Brüksel’i alarma geçiren bir dizi yasal değişiklik nedeniyle aylardır mercek altında. Temmuz ayı başında devlet televizyonu RTSV’nin kapatılarak yerine STVR adıyla faaliyet yürütecek yeni bir medya kuruluşu yayın hayatına başladı. Fico’ya göre bu reform, “Slovak hükümetiyle çatışma halinde” olarak tanımladığı RTVS’nin siyasi duruşunu ele almak için gerekliydi. Bu iddialar yayın kuruluşu tarafından reddedildi ve “Kara Perşembe” protestolarını tetikledi.
Komisyon’un da dahil olduğu eleştirilerin ardından hükümet, yayını denetleyecek konsey kurulmasını iptal etti, ancak iktidar, çoğunluğun SVTR’nin yönetim kurulunu kontrol etmesine izin veren bir hükmü korudu.
Brüksel ayrıca, kamu parasının kötüye kullanımına ilişkin soruşturmaları tehlikeye atabilecek ve AB bütçesine zarar verebilecek Ceza Kanunu’nda önerilen değişiklikler ve Özel Savcılığın feshedilmesi konusunda da endişeli. Yurtdışından 5 bin eurodan fazla yardım alan STK’ların “dış destekli kuruluşlar” olarak etiketlenmesini öngören yasa tasarısı da endişeleri arttırıyor.
‘MÜMKÜN OLDUĞUNCA İLERİ GİDECEĞİZ’
Akıllarda iz bırakan en önemli soru ise Brüksel’in, Macaristan’a yaptığı gibi fonları dondurma kararını Slovakya için alıp alamayacağı. Konuya ilişkin değerlendirme yapan bir komisyon üyesi şunları söyledi:
– Sorunu çözmek ve AB fonlarına ilişkin gerçek bir korumaya sahip olduğumuzdan emin olmak için mümkün olduğunca ileri gideceğiz. Sonunda, gerçek bir korumaya sahip olduğumuzu düşünmek için farklı değişiklikler üzerinde anlaşmanın ya da başka araçlar kullanmanın mümkün olup olmadığını göreceğiz. Ancak şu an için önceliği diyaloğa vermeye çalışıyoruz.