Ürdün Kralı 2. Abdullah, işgal altındaki Batı Şeria’nın abluka altındaki Gazze Şeridi’nden ayrılamayacağını, her ikisinin “tek bir Filistin devletini oluşturduğunu” belirtti.
Ürdün Krallık Divanı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Ürdün Kralı Abdullah, ABD Başkanı Joe Biden ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.
Kral Abdullah, Biden’la görüşmesinde iki lider, Batı Şeria ve Kudüs’te yaşanan “tehlikeli” gelişmelere ve sükunetin korunması gerektiğine değindi.
Gazze’de derhal ateşkes sağlanması ve sivillerin korunması çağrısında bulunan Ürdün Kralı, ayrıca savaşın sonlandırılması ve barışa ulaşılması için yakın koordinasyonun sürdürülmesi ve çaba sarf edilmesinin önemine dikkati çekti.
Gazze’ye yeterli insani yardımın gecikmeden ulaştırılması konusunu ifade eden 2. Abdullah, İsrail’in Gaze Şeridi’ndeki askeri operasyonları devam ederse bölgedeki insani durumun daha da kötüleşeceğini belirtti.
Ürdün Kralı, Gazze Şeridi’nin içinde veya dışında Filistinlileri zorla yerinden etmeye yahut bölgenin herhangi bir kısmını yeniden işgal etmeye yönelik her türlü girişimi reddettiğini yineledi.
2. Abdullah, “birlikte tek bir Filistin devletini oluşturan Gazze Şeridi ile Batı Şeria’yı birbirinden ayırmaya yönelik her türlü girişim” karşısında uyarıda bulunarak bu tür girişimleri reddettiklerini vurguladı.
İsrail’in bölgede gerginliği tırmandırması ve radikal Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik gerçekleştirdiği şiddetin çatışmayı genişletebileceği ve Batı Şeria’da kaos yaratabileceğini kaydeden Ürdün Kralı, ABD’ye “Filistin meselesinin iki devletli çözüm temelinde barışa ulaşması için siyasi bir ufuk oluşturulmasında liderlik rolü oynaması gerektiği” çağrısında bulundu.
Ürdün Kralı ile Sanchez görüşmesinde taraflar, Gazze’de ateşkesin ivedilikle sağlanmasına ilişkin çağrısını yineledi.
Gazze Şeridi’nde kötüleşen insani durumun ciddiyeti konusunda uyarda bulunuldu ve yardımların sürekli ve gereken ölçüde sağlanması için çalışılması gerektiği vurgulandı.
Ürdün Kralı, İspanyol hükümetinin Gazze’de ateşkes ve sivillerin korunması ile İsrail’in uluslararası insancıl hukuka saygı göstermesi yönündeki “sürekli” çağrılarına övgüde bulundu.
İsrail’in Gazze’yi işgalinde son durum
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail’in “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken İsrail ordusu da Gazze Şeridi’ne yoğun hava bombardımanı başlattı.
İsrail’de 7 Ekim’deki saldırılarda 416’sı asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin yaralandığı duyuruldu. İsrail ordusuna göre, Gazze Şeridi’ne düzenlenen kara saldırılarında 89, Lübnan sınırında ise 6 İsrail askeri öldürüldü.
Gazze’deki hükümete göre, 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 7 bin 112’si çocuk, 4 bin 885’i kadın olmak üzere 17 bin 177’ye yükseldi.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim’den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 265 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu, Gazze’de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.
İsrail ordusunun 8 Ekim’den bu yana Lübnan’ın güneyine yönelik saldırılarında 22 sivil hayatını kaybederken, Hizbullah ile sınırda girdiği çatışmalarda ise 93 Hizbullah mensubu öldü.
Hamas ile İsrail arasındaki esir takası mutabakatı
İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün “insani ara” verilmesine ilişkin uzlaşma, 24 Kasım Cuma günü saat 07.00’de (TSİ 08.00) uygulamaya girmiş ve daha sonra 3 gün daha uzatılmıştı.
İsrail ile Hamas arasında varılan esir takası mutabakatı çerçevesinde Gazze Şeridi’nden 81 İsrailli esir, İsrail hapishanelerinden de 240 Filistinli esir serbest bırakıldı.
İsrail ordusu, 1 Aralık’ta “insani ara”nın bitmesinin hemen ardından Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına yeniden başladı.
